hiç demir yalamadan bilmek kandaki metalik tadı
hiç görmeden inanmak ve dilenmek tanrıdan
hiç sevilmemişken daha öğrenebilmek sevdalanmayı
hiç ölmeden daha korkmak bir daha uyanamamaktan
hepsi aynı kapı hepsi aynı yanılgı
sanki bir beni bir de bilinmezlikleri yaratmış tanrı
insan mı? insan, bilinmezliğin göbek adı
ba'sü ba'de'l mevt
sur'a ikinci kez üflenmiş ve sanki bir tek benim çürüyen bedenim kalkmış ayağa
üzerimde mor bir elbise
cebimde sakız
kulağımda sallanan bir küpe
etrafta kimseler yok
bakınmışım devasa kapıları olan cennet
sıcaklığı çok uzaktan hissedilen cehennem nerede diye
benden ve aydınlıktan başka bir şey görememişim hiçbir yerde
çürümek yetmiyormuş belirsizlikleri yok etmeye
hep bugünü beklemiştim oysa
ilahi adalet yerini bulacak ve herkes hak ettiğini alacak diye
bütün insanlık dev bir ekrandan izleyecekti yaptığı kötülükleri
moraracaktı utançtan yüzleri
ayaklar altında çiğnenecekti zalimler
sallandırılacaktı bir meydanda masumların gözünden yaş dökenler
oysa bir tek benim çürüyen bedenim kalkmış ayağa, en mutlu zamanlarını yaşarken ki en diri haliyle
üzerimde mor bir elbise
cebimde sakız
kulağımda sallanan bir küpe
bunların hepsi ya işaretti ya da bir bilmece
Yorumlar
Yorum Gönder